İnternettin yaygınlaşarak ceplerimize girmesiyle beraber yeni dünya düzenine doğru hız kesmeden ilerliyoruz. Yeni düzenin sonuçlarından en fazla etkilenenlerin başında ise markalar geliyor.  Her ne kadar markalar firmalar tarafından yaratılsa da geldiğimiz nokta da marka tüketiciye ait olmaya başlamıştır. SocialBakers’in aylık olarak yayınladığı rapordaki Günlük ve Aylık Etkileşim Oranlarında bunu görmek mümkün.

SocialBakers’in raporunun önemine geçmeden önce internet dünyasının pazarlamayı ve marka iletişimini nasıl etkileyeceğini anlamakta fayda var.

Her ne kadar pazarlamayı Coca-Cola gibi farklılaştırmayı başaran markalar olsa da bugünkü pazarlama anlayışı ürünün veya hizmettin satılması odaklı. Tüketicilerin ne istediklerini ve ihtiyaçlarının ne olduğunu tam olarak anlamaya çalışmıyorlar. Fakat internet toplumunun gelişmesiyle beraber markanın sadece ekonomi temelleri üzerinde durmadığını belki de çok acı bir şekilde görecekler.


Walley Olins’e göre marka kimliği çeşitli yönleriyle, akıllarımızı ve gönüllerimizi esir almıştır; çünkü umutsuz bir şekilde bir yere ait olmak ihtiyacı duyuyoruz ama aynı zamanda açık bir biçimde de kendimizi ve isteklerimizi çevremizdekilerden farklılaştırmaya çalışıyoruz. Facebook da bunu görmemiz çok kolay. Her insan kendine yakın bulduğu markayı beğenerek diğer insanlardan farklılaşıyor. Asıl önem kazanan ise marka iletişimi.

Tüketici davranışlarını anlayabilmek için araştırma yapmaya veya yaptırmaya gerek  yok. Artık bir Facebook olgusu var ve buradan istediğimize pek ala ulaşabiliriz.

Gelelim asıl konumuza, Nisan ve Mayıs aylarındaki günlük etkileşim oranlarına baktığımız da özellikle etkileşim oranlarının artması insanların markalarla iletişime geçtiklerini gösterirken markaların iletişim kanalı olarak değerlendirmediklerini görüyoruz.

Nisan ayında Roman birinci sırada yer alırken, Mayıs ayında ilk 10 da bile değil. Bunun nedeni ise içerik pazarlama stratejisini ve iletişimini yarışma üzerine kurmasıydı. Yarışma monotonlaşınca ve tüketiciyle etkileşime geçilecek farklı içerikler üretilemeyince sonuç orta da. İnsanların ilgisini çekebilmek için en azından hediye tutarında farklılığa gidilebilinirdi.  

Mayıs da birincilik koltuğuna Kayra’nın oturduğunu görüyoruz. Müslüman tüketicinin ve bununla paralel islami pazarlamanın yükselişine de güzel bir örnek teşkil etmekte. Müslüman tüketicinin  markaya ciddi oranda bağlılar öyle ki bir fotoğrafın fotoğrafların beğenilme oranları 1.000 üstünde. İçerik pazarlamasına dair bir stratejisinin olmamasına karşın tüketici desteği ile iyi bir görüntü sergiliyor. İletişim sadece yarışma üzerinden sağlanıyor ki bu da ancak belli bir yere kadar götürebilir sizi.

İstanbul Aydın Üniversitesi bir basamak yukarı çıkarak ikinci oldu. Mayıs ayı içerisinde paylaşılanlara baktığımda  öğrencilerle iletişim kanalı olarak görmekten uzak, üniversite de düzenlenen etkinliklerle ilgili içerik paylaşımı üzerine dayalı bir görüntüsü mevcut.  

Markalar, Facebook’da etkileşimin ve içeriğin halen önemini tam olarak anlamadıklarını ortada ki bunu Nisan ayında ilk 10 sırada yer alan markanın Mayıs ayında da ilk 10 da yerini alması buna bir kanıt olarak gösterilebilinir. Markalar, iletişimlerinde
içerik pazarlamasının öneminin tam anlayamadıklarına ve içerik pazarlamasına dair stratejilerinin olmadığına gözükmekte. 

Walley Olins derki “21 yy da iz bırakan fikir kimlikse, markalaşma da onun dağıtılışı şeklinde faaliyette bulunuyor.”

Yazan: Murat SALMAN
 
Social Bakers Türkiye' nin Nisan raporunu açıkladı. Durum şu şekilde, kısa zaman önce dünya genelinde 7. sıraya düştük. En çok kullanılan sosyal medya ağı Facebook' ta ise çok büyük değişiklikler yok.  Göze çarpan bir durum ise Avea operatörünün birinciliği. Nedeni ise tabiki yaratıcı reklam kampanyaları. Öte yandan da,  otomotiv sektörü ve alkollü içecekler her zaman ki gibi ilk onun içerisindeler. İnternet üzerinde yapılan reklam kampanyalarının yanında televizyon ve  radyonun da kullanılması rakamların değişmesinde her zaman rol oynuyor.

YAZAN: SERKAN IRISLI